X-COM: APOCALYPSE

Syndicate' den sonra dünyanın en sevilen strateji-action oyunları arasına giren X-Com' u kim hatırlamaz ki? Turn(sıra) temeline dayanmasına ve kısıtlı hareket serbestisi vermesine rağmen, öyküsü ve tasarımındaki kusursuzluğuyla bir çok oyunseverin gönlünde taht kurmuştu. Serinin ikincisi olan Terror From Deep sadece ilave görevlerin ötesinde bir orjinallik katmamakla birlikte yine de hayranlarca kapışılmıştı.

Apocalypse ise, temelde çok değişmemekle birlikte -doğal olarak- görsel açıdan bir çok yenilik sunuyor, yüksek çözünürlükte resimler ve detaylar gibi.

Tehlike ilk iki oyundan farklı olarak başka bir boyuttan gelen yaratıkların yarattığı bir tehlike; üstelike tümü teleportlar aracılığıyla Mega-Primus adlı şehri öncelikle istila etmek için gönderiliyor.

Hamleler sırayla yapılabileceği gibi Warcraft örneğindeki gibi eş-zamanlı da olabilmek te ki, bu oyunun en kayda değer yeniliklerinden. Stratejik öğeler pek farklı değil, her zaman olduğu gibi kuvvetlerinizi oluşturmak, mali destek bulmak, düşmanın gizli silahlarını keşfedip kullanılabilir hale getirmek gibi görevleriniz var. Ancak savaş alanı bu sefer tüm dünya değil bu problemli Mega-Primus şehri. Problemli diyorum zira, bu sefer yaratıklardan başka size karşı çıkabilecek kuvvetlere de rastlıyorsunuz bu versiyonda.

Kesinlikle alışkanlık yapıcı bir oyun olmaya aday ama ilk defa oynama başladığınızda tüm yeni özelliklerini kavramak için en az 1-2 saate ihtiyacınız olacak.

Sadec X-com severlerin değil tüm strateji severlerin alması gereken bir oyun.